Anons ve Diksiyon

13 Ekim 2012 Cumartesi
Erkan BAL

Yıllar önce imamlar hatip değil diye yazdığımda bir kaç arkadaş darılmıştı. Ancak ogün bugün birşey değişmedi. İmam hatip okullarından çok iyi hatipler "başta başbakanımız" yetişse de, imamların ciddi bir kısmının hitabet konusunda sorun yaşadığı ve cemaat ile cuma hutbelerinde "ellerindeki metni okuyarak bile" iletişim kuramadıkları bir gerçek.

Bir başka gerçek ise yine yıllardır değişmeyen Dursunbey'in anons sistemi. İlkokul 2nci sınıfa giden küçük kızım evde kurduğumuz cümlelerin, kelimelerin vurgusuna dahi dikkat edip bizi uyarırken tüm kasabaya hitap eden bir Anons sisteminin bu denli dikkatsizce kullanılması üzücü. Amacım o görevi yapan kişileri eleştirmek değil.

Bu görevin hakkını verecek kişiye bir kadro açılması, diksiyon dersi almış, Türkçe'yi iyi kullanabilen birisinin, mümkünse bir bayanın bu göreve getirilmesi gerekiyor. Hoş ben bunu yıllardır söylüyorum. Bir zamanlar birkaç deneme yapılsa da eski hamam eski tas sürüp gidiyor sistem. Ağır aksak. Dışarıdan gelen biriyseniz. Özellikle cümle kuruluşları, olmadık yerdeki hece bölmeleri. Yanlış okunan kelimeler, yanlış vurgular hemen dikkatinizi çeker zaten. Nasıl Dursunbey'in park, bahçelerine bakıyorsanız.

Nasıl Suçıktı şiirle anılsın istiyorsanız. "Şiirin Başkenti" diye anılan bir ilçenin de Anons sisteminden duyulan sesin kibar, estetik ve anlaşılabilir olması esastir. Anons sistemi ile ilgili bir başka eleştiri de bazı yerlerde seslerin çok yüksek olması. Benzer bir durum cami hoparlörlerinde de var. Sesi sonuna kadar açılmış hoparlörler insanların kulağını tırmalayan ses üretirler. Sanıldığının aksine daha yüksek ses, daha duyulabilir değil ancak daha rahatsız edici olur. Kabahatler kanununda desibel sınırı var mı bilmiyorum ama ilçemizde anons vb. sebeplerle mikrofonu eline alan görevlilerin de, görevlerinin gürültü değil anons yapmak olduğunu bilmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Yine Anons sistemindeki bir başka sorun reklamlar. Yıllar önce belediyeye verdiğim bir reklamda ürününü sattığım firmaya "en iyi" denilerek verilen bir ödülden bahsedildiği için "en iyi" diyemeyiz haksız rekabet olur denilerek reklam geri çevrilmişti. Bense bu "en iyi ödülünün" dünya çapında bir ödül olup, belgeli tescilli verildiği için vurguladığımı ifade etmiştim. O gün bugün zaten ilan da vermem belediyeye. Çünkü birilerinin durumdan vazife çıkarıp işgüzarlık yaptığı kanısındayım. Ancak hepiniz "çok söylenen" reklam anonslarını izliyor olmalısınız. "Ötekiler tu kaka" demeye varan reklamlar yasal mıdır hiç düşünülüyor mu acaba. Bir tek biz, sadece biz, en iyisi biz denilerek verilen reklamlarda doğruluk payı nedir.

Aynı şekilde ilan reklam ücretlerinin yüksekliğinden bir çok kişi reklam bile veremezken çokça yayınlanan reklamlara günlük ödenen ilan ücretleri de merak konusu. Bu konuda belediyenin bir şeffat listesi vardır diye ümit ediyorum. Küçük bir not'da ilan-reklam, haber konularında meslek sahibi olan arkadaşlara.

Gazetecilik mesleği her ne kadar reklam ile ayakta duruyor olsa da geçmişte de görülmüştür ki, iktidarlarla gazetecilerin çok sıkı bağlar içinde olması gazetecileri sıkıntıya sokar. Bu meslekte muhalif gördüklerinizi "asparagas" haber yapmakla suçlarken bir de bakmışsınız ki "asparagas"ın kralını kendiniz yaparken bulmuşsunuz kendinizi. O yüzden gazetecilik biraz da bağımsızlık ruhu taşıyan insanların işidir. Unutulmuş olabilir ama "bugün para alan, yarın emir alır "diye bir atasözü de var sanki... Saygılarımla Erkan BAL

https://www.dursunbey.com/anons-ve-diksiyon-ky144.html